I. Vergi Ziyaı Suçu ve Kavramı
Vergi Ziyaı Suçu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ‘’Vergi Ziyaı’’ başlıklı 341. Maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade etmektedir. Bir başka deyişle; mükellefin, vergiyi doğuran olayın meydana gelmesine rağmen bu olaydan doğan vergi borcunu Vergi Dairesi’ne bildirmediği yahut bu borcu eksik bildirdiği durumlarda vergi ziyaı suçu söz konusu olmaktadır. Kanun, vergi ziyaının gerçekleşmesini tahakkuk esasına bağlamıştır. İlgili kanun gereğince; verginin tahakkuk ettirilmesi, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi şeklinde ifade edilmiştir. Verginin tahakkuk ettirilmesinden önceki bir safhada vergi ziyaı mevcut olabileceği için; bu sebeple bir verginin tahsil edilememesi durumunda vergi ziyaı suçu söz konusu olamaz.
Yine 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca; şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı olarak kabul edilerek hükme bağlanmıştır. Vergiyi doğuran olayın mükellef ya da sorumlu tarafından gerçekleştirilmemesi sebebiyle hazinenin gelir kaybına uğraması halinde vergi ziyaı söz konusu değildir. Bu durum; suçta ve cezada kanunilik ilkesinin vergi hukukunda bir tür yansımasıdır.
Vergi ziyaı suçu ve cezasının net bir şekilde anlaşılabilmesi için; Vergi Usul Kanunu’nun 341. Maddesi ile vergi ziyaı suçunun cezasını içeren 344. Maddesinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
II- Vergi Ziyaı Suçunun Cezası
Vergi suçlarının cezalandırılmasındaki temel amaç; mükelleflerin vergi düzenine ait ödev ve sorumluluklarının yerine getirilmesi ve bu hususta sürekliliğin sağlanmasıdır. Bu sebeple; vergi ziyaı suçunun işlenmesi halinde, hem devlet gelir kaybında uğrar hem de kamu düzeni bu durumdan olumsuz etkilenir. Vergi ziyaı suçu, mali suçlar kategorisi içerisindedir. Mali nitelik taşıyan suçlar bakımından kanun koyucu bir takım ekonomik yaptırımlar öngörmüş olmakla birlikte, bu tür suçlarının tespitinin idare tarafından gerçekleştirileceği ifade edilmiştir. Vergi ziyaı suçu; kasten işlenebileceği gibi taksirle de işlenebilir.
Vergi Ziyaı Cezası, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. Maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre; 341. Maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaına 359. Maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde ise bu ceza 3 kat arttırılır, bu fiillere iştirak edenler hakkında ise söz konusu ceza bir kat olarak uygulanır.
III. Vergi Kaçakçılığı Suçu Kavramı
Vergi Kaçakçılığı Suçları ve Cezaları, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ‘‘Kaçakçılık Suçları ve Cezaları’’ başlıklı 359. Maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;
• Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler
• Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında ilgili madde uyarınca hapis cezasına hükmolunmuştur.
Yine varlığı noter tasdik kayıtları veya diğer suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kişilere söz konusu defter ve belgelerin ibraz edilmemesi de, söz konusu belge ve defterlerin gizlenmesi anlamına gelir. Ayrıca gerçek bir duruma dayanmakla birlikte, bu durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgeye de muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge adı verilmektedir. Bu kapsamda; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde, bu hususlar varmış gibi düzenlenen belgeye de sahte belge denir.
IV- Vergi Kaçakçılığı Suçunun Cezası
Vergi kaçakçılığı suçunda; mükellefler, vergi sorumluları ve söz konusu vergi suçlarına iştirak eden diğer kişiler vergi miktarında belirli bir kayba sebep olacak şekilde hileli eylemlerde bulunmaktadır. Vergi kaçakçılığı suçunu işleyen kişiler hakkında ilgili maddede belirtilen cezaların uygulanması, söz konusu suçlar hakkında Vergi Usul Kanunu’nun 344. Maddesinde belirtilen vergi ziyaı cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Vergi kaçakçılığı suçlarında doğrudan zarar gören kurum devlettir. Dolayısıyla bu ihlallerin kanunda suç olarak düzenlenmesinde amaç; devletin vergilendirme yetkisinin ve vergi gelirlerinin korunmasıdır. Vergi kaçakçılığı suçları, ancak ilgili kanunda belirtilen eylemlerin gerçekleştirilmesi neticesinde söz konusu olduğundan dolayı, bu suçlar niteliği gereği ‘’bağlı hareketli suç’’ statüsündedir.
Vergi kaçakçılığı suçunun şartlarının oluşabilmesinin ön şartı; Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmiş bir verginin mevcut olmasıdır. Vergi kaçakçılığı suçlarında suçun failleri, cezaların şahsiliği ilkesine göre ancak gerçek kişiler olabilir. Dolayısıyla vergi kaçakçılığı suçlarından dolayı tüzel kişilerin fail olması mümkün değildir. Türk Ceza Kanunu’na göre; tüzel kişiler hakkında yalnızca güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
VI. Vergide Usulsüzlük
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 351. Maddesi uyarınca; usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine riayet edilmemesi olarak tanımlanmıştır. Usulsüzlükler için kesilecek cezaların uygulanmasında bir vergi ziyaının doğma şartı aranmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu özel usulsüzlükler neticesinde vergi ziyaı da meydana geliyorsa; vergi ziyaının gerektirdiği vergi cezaları ayrıca kesilir. Usulsüzlük cezalarının amacı, vergi ziyaına yol açacak fiilleri işlemeye yönelmiş olan mükellefleri uyarmak ve suç teşkil eden bu fiilleri engellemektir.
Usulsüzlükler, aşağıda yazılı derecelere ve bu kanuna bağlı cetvele göre cezalandırılır. Usulsüzlük fiili resen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir.
A-Birinci derece usulsüzlükler
• Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması
• Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması
• Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili vesikaların doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık olması
• Çiftçiler tarafından 245. madde hükmüne göre muhtar ve ihtiyar heyetlerince yapılan davete müddetinde icabet edilmemesi
• Bu Kanunun kayıt nizamına ait hükümlerine (Madde 215 – 219) uyulmamış olması (Her incelemede inceleme tarihine kadar aynı takvim yılı için tespit edilen usulsüzlükler tek fiil sayılır)
• İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi
• Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler, tasdik ettirilmemiş sayılır.)
• Diğer ücretler üzerinden alınan Gelir Vergisi’nde, tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması
• Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 342. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde verilmiş olması
II-İkinci derece usulsüzlükler
• Veraset ve intikal Vergisi Beyannamelerinin süresinin sonundan başlayarak 342. maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen süre içinde verilmiş olması
• Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması
• Vergi kanunlarında yazılı bildirmelerin zamanında yapılmamış olması (işe
başlama bildirimi hariç)
• Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması
• Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması
• Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması
• Hesap veya muamelelerin doğruluk veya açıklığını bozmamak şartıyla bazı evrak ve vesikaların bulunmaması veya ibraz edilmemesi
Stj. Av. Batuhan BELKAN